Uygulamalar
Meme Büyütme
Bu bölümde estetik amaçlı meme büyütme hakkında bilgiler yer almaktadır.
Kendinize özel bilgi ve öneriler için Op. Dr. Aykut Mısırlıoğlu'na
doğrudan ulaşabilirsiniz. ( 0532 427 45 94 - 0535 693 36 41)
Meme dokusu; gelişime bağlı olarak, ailesel veya doğumlar sonrasında küçük veya sarkık hale gelebilmektedir. Bu durumda hastalar ilk olarak takviyeli iç giyimlerle bu durumu kamufle etmeye çalışmaktadırlar. Bu yöntem basitçe dış dünyaya karşı sorunu çözse de bazen kıyafetlerin altında bile belli olabilmekte, kimi zaman hastalarda kullanım zorlukları oluşturmakta ayrıca yaz aylarında ince giyim nedeniyle veya mayo giyildiğinde sorun oluşturmaktadır. Her şeyden önemlisi bu çözüm dış dünyaya karşı basitçe bir çözüm olsa da kişi iç dünyasında yine mutlu olamamaktadır. Kişisel deneyimlerim meme küçüklüğünün kadında tahmin edilenden çok daha fazla stres oluşturduğudur.
Meme dokularında gelişme büyüme sağladığı iddia edilen bazı ilaçlar çoğu kez yeterli bir büyütme sağlayamamakta ayrıca içerdikleri kimyasalları güvenirlikleri çok uzun kullanımlar için kanımızca tartışmalıdır.
Sonuç olarak böyle bir işlem için zamana karşı en iyi test edilen yöntem protezler (implant) yapılan büyütmelerdir. Bu yöntemler yaklaşık 50 yıldan fazladır kullanılmaktadır ve uzun dönem sonuçları hakkında oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Dünya üzerinde milyonlarca insanda kullanılan halk arasında silikonla büyütme denen bu yöntemlerde hızlı ve güvenli sonuç alınabilmektedir. Bu yöntemlerden sonra kişiler normal gündelik hayatlarına dönebilmekte, sürekli ilaçlar kullanması gerekmemekte, spor aktiviteleri, emzirme fonksiyonları, cinsel hayatı, sosyal hayatı hiçbir şekilde olumsuz olarak etkilenmemektedir.
Ameliyat öncesi
Meme küçüklüğü olan kişiler bu durumun oluşturduğu stresi yılladır yaşadıklarından bu ameliyat için karar vermeleri çok zor olmamaktadır. Hastalarda ameliyat öncesinde var olan meme dokusunun miktarı, varsa geçirdiği hastalıklar, hastanın beklentisi, doğum yapmış olup olmadığı gibi bilgiler araştırılmaktadır.
Günümüzde hastalar artık birçok internet portalından bu konuda birçok bilgiye ulaşabilmekte ve bize tahmin ettiğimizden de fazla bir donanımla gelebilmektedir. Bu bizim işimiz daha kolaylaştırmakta ve muayene sonrasında hastaya sadece kendisine özel farklılıkları anlatarak hastanın daha hızlı ve bilgili bir şekilde operasyona hazırlanması mümkün olabilmektedir.
Hastalar genellikle ameliyatla ne kadar bir büyüme ve nasıl bir meme şekli olacağını merak ederler. Ameliyatla kaç beden veya büyüklük hakkında hastaya bilgisayar simülasyonları yapılabilmektedir. Bu sistemlerle 3 boyutlu görüntüler hastaya sunularak fikir sahibi olması sağlanabilir.
Bu konuda kişisel tercihimiz alınacak sonucun veya büyüklüğün ameliyat öncesi tahmininde kâğıt veya bilgisayar ekranından yapılan görüntülemelerin yeterli olmayacağıdır. Hasta ile hekim arasında bu konuda kesin bir fikir birliği oluşması ve doktorun hastanın ne istediğini kesinlikle tam olarak anlaması gereklidir. Bunun için elde olan bütün yöntemler kullanılmalıdır. Örneğin daha önce ameliyat olmuş hastalar arasından ameliyatı isteyen kişinin vücut ve meme yapısına benzeyen olgular örnek olarak öncesi ve sonrası şeklinde gösterilerek hastaya fikir verilebilir ve hastanın görüşü alınabilir. Buna bilgisayarla yapılan görsel 3 boyutlu çalışmalar eklenebilir. Benim tercihim tüm bunlara ilave olarak kullanılacak silikonlardan hastaya uygun olan deneme numunelerini doğrudan sutyenin içine koyarak hastanın fikrini almaktır. Bu sayede hasta hem nasıl bir madde kullanılacağını görür, hem de bu uygulandığında nasıl bir büyüklük olacağın kendi vücudu üzerinde doğrudan hissedebilir. Bu yöntemi eklediğimizde hastanın beklentisini karşılamada daha başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Ayrıca yaygın bir hatalı kanı bu protezlerin kolayca patlayabileceği, delinebileceği şeklindedir. Hastalar bu muayenelerde silikonları bizzat kendileri görerek sağlamlıklarını test etme imkanı bulurlar. Günümüzde üretilen ve Türkiye de kullanıma sunulan silikon protezler oldukça kaliteli olup bazı türlerde bıçakla kesildiğinde bile sızdırma ve deformasyon olmamaktadır. Bizce hastanın bunları ameliyattan önce bizzat kendi elleriyle görmesi yararlıdır.
Hastalardan gelen sık bir soru bu silikonların ne kadar süre ile kullanılabileceğidir. Silikon materyaller oldukça dayanıklı maddelerdir. Hasta sağlıklı olduğu sürece hayatı boyunca özel bir travma veya memede gelişen bir hastalık geçirmediği sürece bu silikon maddeler vücutta kalabilirler. Özellikle son yıllarda gelişen teknolojiler bu maddeleri daha sağlam hale getirmiştir. Ameliyattan sonra hastalara 5 yılda bir kontrol öneriyoruz. Bu kontrollerde silikon protezin görüntülenmesi filmleri çekiliyor ve hastalara son durumu hakkında bilgiler veriliyor. Dünya üzerinde yüz binlerce hastada bu ameliyatlar yıllardır uygulanmakta ve bazı istisnalar dışında hastalar hayat boyu sorun yaşamamaktadırlar.
Silikonumu tekrar değiştirmem gerekli olacakmı?
Eğer ağır bir travma, meme dokuları üzerinde doğrudan gelişen delici veya kesici bir yaralanma olmadıysa değişime gerek yoktur. Bazen hastalar silikon ameliyatından sonra doğum yaparak bebeklerini emzirirler. Bu durumda meme dokusu ister istemez eski dikliğini veya eski formunu kaybedebilir. Böyle durumlarda meme dokusuna eski görünümünü kazandırmak için dikleştirme yapmak gerekli olabilir. Bu girişimler sırasında bazen protezi değişimi yapılabilmektedir.
Protez seçimi
Birçok tür ve şekil protez mevcuttur ama hepsinde ortak özellik katı silikon bir kılıf içermeleridir. Bunların içerisinde serum (tuzlu su) veya silikon jel denen adı gibi jel kıvamında madde vardır. Silikon uygulanan hastalarda esas amaçlardan birisi kişinin ameliyat sonrasında kendi meme dokularına dokunduğunda normal insan dokusuna yakın bir yumuşaklıkta hissetmesidir. Bu konuda serumlu silikonların biraz daha yumuşak bir his verdiğini söyleyebiliriz. Silikon jel olan ürünler ise normal meme dokusuna daha yakın bir yumuşaklık oluştururlar.
Bu konuda diğer bir husus silikonun şeklidir. Bunlar yuvarlak şekilli veya damla şekilli olabilirler. Hasta için hangisinin kullanılacağı yapılacak muayene ile belirlenmelidir. Kanımca her hastaya uygun tek bir model olmayıp her hastanın farklı olabilecek meme dokusuna uygun bir şekilde silikon seçilmelidir. Örneğin meme üst kısmı oldukça boş olan ve üst tarafta iyi dolgunluk isteyen bir hastanın ihtiyacı farklıdır bunu gibi kendi meme dokusu çok az olup ameliyatla oldukça büyük iri meme dokuları isteyen hasta ise daha farklı bir modelle düzeltilmelidir. Hasta sayısı kadar farklı sayıda ve farklı sorunları olan meme dokusu vardır ve hepsinde sadece yuvarlak veya sadece damla silikon kullanmak bilimsel olmayıp doğanın gerçekleriyle de uyuşmaz. Silikon seçimi hastaya göre ve karşılıklı bilgilendirme yapılarak hastanın da görüşü alınarak yapılmalıdır. Serumlu veya jel, damla veya yuvarlak olabilen protezlerde ameliyatın şekli çok fazla değişmemektedir yani cerrah için herhangi biri daha zor veya daha kolay değildir. Ayrıca silikon protezler de boyut farkları veya türleri arasında maliyet açısından fark olmayıp, cerrah protezi seçerken maliyeti düşünmez. Daha çok hastanın isteğini karşılayan en uygun protezi ve yöntemi seçmeye çalışır. Kendi deneyimimiz doğrultusunda jel formunda, yuvarlak ve damla silikonu oldukça sık kullanmakla beraber bunun her hasta için en iyi seçim olmayabileceğini düşünüyoruz.
Silikonun şekli dışında kılıfı ile de farklı türleri mevcuttur. Kılıfı pürtüklü (texture) veya düz silikonlar kullanılabilmekte ve hangisinin kullanılacağı yine hasta muayenesiyle ortaya konmalıdır.
Silikon markaları ise yine farklıdır. Dünyada bu ürünleri üreten belli başlı firmalar mevcuttur. Bilinen ürünler genellikle Avrupa veya Amerika kökenlidir. Ülkemizde bu markaların birçoğu ithal edilmekte ve cerrahların kullanımına sunulmaktadır. Hangi markanın seçilmesi ile ilgili kişisel düşüncem ise; bu konulan ürün sonuç olarak hastanın vücuduna konmakta vücudun kanıyla ve diğer canlı dokularıyla temas halinde olmaktadır. Ayrıca geçici bir süre için olmayıp çok uzun bir dönem için, yani kalıcı olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle bu ürünler arasında en iyi bilinen, güvenliği test edilmiş, uzun zamandır denenen markaların (Mentor, Nagor, vb…) tercih edilmesi gereklidir. Hastalar bu ameliyatlar için belli bir maddi ve manevi yükün altına girmekte ve doğal olarak kullanılan ürün kalitesinde de taviz vermek istememektedirler.
Ameliyat süreci
Bu ameliyatlar ortalama olarak 1 ile 1,5 saat kadar sürerler. Hastalar aynı gün içerisinde yatar, tetkikleri tamamlanır, anestezi ile ilgili muayeneleri takiben operasyona alınırlar. Çoğu hasta 1 gün içerisinde taburcu olur.
Ameliyatta silikonlar farklı bölgelerden yerleştirilebilirler. Bunlar meme başı çevresi, koltuk altı, meme altı kıvrımı ve nispeten yeni sayılabilecek göbek deliği üzerinden yapılan yerleştirmelerdir. Burada esas amaç hastada olabilen en az izle ve meme dokusuna meme başına en az travma oluşturacak bir yöntemin seçilmesidir.
Meme başı kullanıldığında izler buradaki doğal çizgi içerisinde kalacak ve daha az belli olacaktır. Bu yöntem meme başı az gelişmiş hastalarda uygun değildir. Ayrıca bazen meme başı hassasiyetinde istenmeyen değişiklikler oluşturabilmektedir.
Koltuk altı ise gizli bir yer olarak avantajlıdır. Bu yöntemde ise maalesef sadece serum içeren protezler konabilmekte ve açılacak cep içerisindeki kanamalar her zaman rahatlıkla kontrol edilemeyebilmektedir. Bu yöntemin diğer bir beğenilmeyen tarafı da koltuk altlarında kalan izin mayo veya başka bir kıyafetle her koşulda kapatılamamasıdır.
Diğer bir yöntem ise meme altı kıvrımıdır. Burada 2-3 cm lik kısa bir kesi protezi koymak için yeterlidir. Bu yöntemde meme başı ve meme bezlerinden nispeten uzak kalınmakta ve bu dokular daha az etkilenmektedir. Ayrıca izler meme altına gizlendiğinden gözle doğrudan görülememektedir. Bu seçenekler arasına birde göbek deliği içerisinden kameralar yardımıyla yerleştirme vardır. Bu yöntem en az iz bırakacağı için kulağa hoş gelse de bazı sakıncaları vardır. Burada da koltuk altı gibi sadece serumlu protezler kullanılabilmekte ve yerleştirilecek cebi açarken bazı kanama kontrolü zorlukları ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca meme dokusuna yerleştirilecek bir protez için göbekle meme dokusu arasındaki tüm karın derisi altından bir tünel açılmakta ve bu da bazı yerlerde gereksiz travmalara neden olmaktadır.
Bu konuda sonuç olarak tüm bilgileri değerlendirdiğimizde en avantajlı gibi görünen meme altı kıvrımı veya meme başı çevresindeki halka olmaktadır. Biz hastalarımızda çoğunlukla bu yöntemleri tercih ediyoruz. Bu konuda da daha önce belirttiğimiz gibi her hastada uygun mutlak geçerli bir yöntem olamaz ve doktorun hastayı muayene ederek ona beklentilerine ve isteklerine uygun en uygun yöntemi seçmesi gereklidir.
Ameliyat yöntemlerine eklenebilecek diğer bir konu da silikonun meme içerisinde nereye yerleştirileceğidir. Bu cerrahın tecrübesi hastanın yapısına göre değişkenlik gösterir. Meme dokusunun hemen altı (kas üstü), göğüs kasının içine (kas zarının altına ) veya kas altına yerleştirilebilir. Kişisel olarak çoğu hastada tercih ettiğimiz 2 yöntemden birisi kas zarının altı (kas üstünde ) veya kas altı olarak yerleştirilmesidir (dual plan). Bu konuda da yine her hasta için geçerli tek bir yöntem olamaz. Örneğin yoğun olarak sporla uğraşan özellikle göğüs kaslarını çok kullanan (tenisçi gibi) bir hastada kas altı çok uygun bir seçim olmayabilir. Bu gruba giren hastalarda kas zarının altına veya kas üstüne yerleştirilebilir. Bu şekilde kas üstünde kalan protez, kişinin yoğun spor aktivitelerinden etkilenmez.
Kas altı yapılan uygulamalarda memedeki süt bezleri nispeten daha az travmaya maruz kalmaktadır. Meme bezlerinin daha az zarar görmesi kas altı tekniğinin bir avantajıdır. Bu yöntem daha önce hiç doğum yapmamış ve meme büyütme ihtiyacı olan genç kızlarda tercih edilebilir.
Ameliyat sonrası
Ameliyat sonrası erken dönem hastanın bazı hareketleri hafif kısıtlanabilir. Birkaç gün sürebilen bu dönemde hasta en küçük hissettiği bir ağrı veya şişlik için telaşlanabilir veya gereksiz panik yapabilir. Bu dönemde çoğu önemsiz olan bu olağan problemleri için istediği her zaman doktoruna doğrudan ulaşabilmelidir.
Ameliyat sonrası erken dönemde bazen ağrı hissedilebilir. Özellikle kas altı uygulanan hastalarda bu eğilim biraz daha fazla olsa da ameliyat sonrası birkaç saatte azalmaktadır. Bu ameliyat sonuç olarak genç sağlıklı bireylerin başvurduğu bir ameliyat olup doğal olarak hastalar en hızlı şekilde normal hayata dönmek isterler ver bunu engelleyen en önemli problem ağrıdır. Bu sorunu çözmek için gerek ameliyat sırasında ve gerekse ameliyat sonrasında çok yoğun çaba harcamak gerektiğine inanıyoruz. Ameliyat esnasında normal dokulara en az zararı verecek çok titiz bir çalışma, ameliyat sonrası uygun zamanlarda verilecek uygun ilaçlarla ağrı hissi en aza indirgenmektedir. Bazen hastalar bu ameliyatı olmuş duydukları diğer hastaların günlerce haftalarca kollarını hareket ettiremediğini söylerler. Bu şehir efsanesi gibi olan bilgi aslında geçerli olmayıp, normal sorunsuz seyreden bir ameliyat sonrasında hastalar genellikle birkaç gün içerisinde normal hayata dönerler. Hastalarda sadece bir dönem boyunca ağır sporlardan kaçınması istenir. Her hastada farklı olmak üzere ameliyattan sonra özel bir sütyen kullanmaları istenir. Birinci haftada bazı masajlar önerilen hastalarda genelde ilk günlerden sonra yüz üstü yatmalarına müsaade edilir.
Ameliyat sırasında bazen diren denilen içeride biriken kanı dışarı çeken küçük plastik borulardan oluşan sistemler kullanılmaktadır. Eğer direnler mevcutsa hasta taburcu olmadan önce çıkarılır. Hastalarda hangi teknik ya da protez kullanılırsa kullanılsın kesiler birkaç cm kadar olur ve genellikle deri içinden kapatılırlar. Bu sayede hastalar burada dikişleri görmezler ve ayrıca dikiş alma sorunu yoktur. Ameliyattan sonra bir veya iki defa kontrole gelirler daha sonra geniş zaman aralıklarında kontroller yapılır.
İki gün içerisinde banyo yapmaya izin verilir ve 4-5 gün sonra pansumanlar alınarak açık bırakılabilir. Sonraki dönemde iyileşme şekline bağlı olarak izlerin daha iyi olgunlaşması ve daha kısa sürede azalmaları için bazı kremlerle masajlar verilebilir. Bazen silikon yaprak denen özel malzemelerle daha az iz oluşması için destekleme yapılabilir.
Olası sorunlar
Çoğu hastanın ilk sorusu “ benim vücudum bu silikonları kabul eder mi acaba ?” şeklinde olmaktadır. Bu konuda verebileceğimiz cevap kabul edeceği şeklindedir. Kullanılan madde temel olarak bir tür silikondur. Şimdiye kadar hiçbir hastamızın aşırı gelişen vücut alerjileriyle protezlerini çıkarmak zorunda kalmadık. Burada kullanılan maddeler insan vücudunun çok az reaksiyon gösterdiği maddeler olduğundan alerjik reaksiyonlar oluşturmazlar. Ameliyattan sonra erken ve geç dönemlerde tüm diğer ameliyatlarda görülme olasılığı olan bazı problemler bu işlemlerden sonra da görülebilmektedir (kanama, aşırı şişlik, ağrı, iltihap). Bu sorunlar uygun planlanan ve titiz bir şekilde yapılan ameliyatlardan sonra oldukça nadir olarak karşımıza çıkarlar.
Meme büyütme ameliyatlarından sonra sadece bu ameliyatlara özgü olarak geç dönemde kapsül reaksiyonları denen istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu problem memelerde hafif sertlikten bazen ağrı oluşumuna kadar değişik derecelerde ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunun sebebi henüz tam olarak açıklığa kavuşmamış olsa da eldivenlerdeki pudralar, kananma olması, hastanın deri yapısı gibi birçok etken suçlanmaktadır. Yine aynı şekilde hastaya uygun bir teknik seçildiğinde titiz detaylı bir çalışmayla görülme olasılığı önemsiz seviyelere inmektedir.
Hasta memnuniyeti
Bu ameliyat kısa kesilerle yapılan bir ameliyat olması, alınan sonucun ameliyattan sonra hasta tarafından hemen fark edilmesi, çabuk normal hayatına dönme, az iz oluşması gibi özellikleriyle neredeyse en hızlı mutlu eden ameliyatlardan birisidir. İyi bir sonuç alındığında protez bariz şekilde elle dokunulduğunda hissedilmemeli, meme yumuşaklığı normale yakın olmalı, memenin 3-6 ay sonraki şekli damla biçiminde olmalı, meme uçları aşağıya değil, hafif yukarı ve dışa bakmalı, hasta seksüel aktiviteler de dahil olmak üzere her türlü spor aktivitelerini rahatlıkla yapabilmelidir.
Silikon protez uygulamalarından sonra hastaların hamile kalarak süt vermelerinde bir engel olmamaktadır. Birçok hastamız ameliyattan sonra gebelik yaşamış ve sorunsuz olarak emzirmeyi gerçekleştirmişlerdir.
Genel olarak özetlersek günümüzde her gün onlarca kişi silikon protez ile meme büyütme ameliyatlarına girmektedir. Hasta memnuniyeti oldukça fazladır ayrıca hasta eğer günün birinde protezi çıkarmak isterse bu lokal anestezi şartlarında (hastane ortamında) hastayı fazla rahatsız etmeden yapılabilmektedir.
Burada yazılanlara ilave olarak çok daha fazla bilgi eklenebilir. Bu nedenle her hasta için geçerli en uygun yaklaşım hekimin muayenesi sonrasında ondan alacağı bilgilerdir. Daha detaylı ve farklı sorularınız için doktorunuza doğrudan ulaşabilirsiniz.
0532 427 45 94 - 0535 693 36 41
Meme dokusu; gelişime bağlı olarak, ailesel veya doğumlar sonrasında küçük veya sarkık hale gelebilmektedir. Bu durumda hastalar ilk olarak takviyeli iç giyimlerle bu durumu kamufle etmeye çalışmaktadırlar. Bu yöntem basitçe dış dünyaya karşı sorunu çözse de bazen kıyafetlerin altında bile belli olabilmekte, kimi zaman hastalarda kullanım zorlukları oluşturmakta ayrıca yaz aylarında ince giyim nedeniyle veya mayo giyildiğinde sorun oluşturmaktadır. Her şeyden önemlisi bu çözüm dış dünyaya karşı basitçe bir çözüm olsa da kişi iç dünyasında yine mutlu olamamaktadır. Kişisel deneyimlerim meme küçüklüğünün kadında tahmin edilenden çok daha fazla stres oluşturduğudur.
Meme dokularında gelişme büyüme sağladığı iddia edilen bazı ilaçlar çoğu kez yeterli bir büyütme sağlayamamakta ayrıca içerdikleri kimyasalları güvenirlikleri çok uzun kullanımlar için kanımızca tartışmalıdır.
Sonuç olarak böyle bir işlem için zamana karşı en iyi test edilen yöntem protezler (implant) yapılan büyütmelerdir. Bu yöntemler yaklaşık 50 yıldan fazladır kullanılmaktadır ve uzun dönem sonuçları hakkında oldukça fazla bilgi birikimi mevcuttur. Dünya üzerinde milyonlarca insanda kullanılan halk arasında silikonla büyütme denen bu yöntemlerde hızlı ve güvenli sonuç alınabilmektedir. Bu yöntemlerden sonra kişiler normal gündelik hayatlarına dönebilmekte, sürekli ilaçlar kullanması gerekmemekte, spor aktiviteleri, emzirme fonksiyonları, cinsel hayatı, sosyal hayatı hiçbir şekilde olumsuz olarak etkilenmemektedir.
Ameliyat öncesi
Meme küçüklüğü olan kişiler bu durumun oluşturduğu stresi yılladır yaşadıklarından bu ameliyat için karar vermeleri çok zor olmamaktadır. Hastalarda ameliyat öncesinde var olan meme dokusunun miktarı, varsa geçirdiği hastalıklar, hastanın beklentisi, doğum yapmış olup olmadığı gibi bilgiler araştırılmaktadır.
Günümüzde hastalar artık birçok internet portalından bu konuda birçok bilgiye ulaşabilmekte ve bize tahmin ettiğimizden de fazla bir donanımla gelebilmektedir. Bu bizim işimiz daha kolaylaştırmakta ve muayene sonrasında hastaya sadece kendisine özel farklılıkları anlatarak hastanın daha hızlı ve bilgili bir şekilde operasyona hazırlanması mümkün olabilmektedir.
Hastalar genellikle ameliyatla ne kadar bir büyüme ve nasıl bir meme şekli olacağını merak ederler. Ameliyatla kaç beden veya büyüklük hakkında hastaya bilgisayar simülasyonları yapılabilmektedir. Bu sistemlerle 3 boyutlu görüntüler hastaya sunularak fikir sahibi olması sağlanabilir.
Bu konuda kişisel tercihimiz alınacak sonucun veya büyüklüğün ameliyat öncesi tahmininde kâğıt veya bilgisayar ekranından yapılan görüntülemelerin yeterli olmayacağıdır. Hasta ile hekim arasında bu konuda kesin bir fikir birliği oluşması ve doktorun hastanın ne istediğini kesinlikle tam olarak anlaması gereklidir. Bunun için elde olan bütün yöntemler kullanılmalıdır. Örneğin daha önce ameliyat olmuş hastalar arasından ameliyatı isteyen kişinin vücut ve meme yapısına benzeyen olgular örnek olarak öncesi ve sonrası şeklinde gösterilerek hastaya fikir verilebilir ve hastanın görüşü alınabilir. Buna bilgisayarla yapılan görsel 3 boyutlu çalışmalar eklenebilir. Benim tercihim tüm bunlara ilave olarak kullanılacak silikonlardan hastaya uygun olan deneme numunelerini doğrudan sutyenin içine koyarak hastanın fikrini almaktır. Bu sayede hasta hem nasıl bir madde kullanılacağını görür, hem de bu uygulandığında nasıl bir büyüklük olacağın kendi vücudu üzerinde doğrudan hissedebilir. Bu yöntemi eklediğimizde hastanın beklentisini karşılamada daha başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Ayrıca yaygın bir hatalı kanı bu protezlerin kolayca patlayabileceği, delinebileceği şeklindedir. Hastalar bu muayenelerde silikonları bizzat kendileri görerek sağlamlıklarını test etme imkanı bulurlar. Günümüzde üretilen ve Türkiye de kullanıma sunulan silikon protezler oldukça kaliteli olup bazı türlerde bıçakla kesildiğinde bile sızdırma ve deformasyon olmamaktadır. Bizce hastanın bunları ameliyattan önce bizzat kendi elleriyle görmesi yararlıdır.
Hastalardan gelen sık bir soru bu silikonların ne kadar süre ile kullanılabileceğidir. Silikon materyaller oldukça dayanıklı maddelerdir. Hasta sağlıklı olduğu sürece hayatı boyunca özel bir travma veya memede gelişen bir hastalık geçirmediği sürece bu silikon maddeler vücutta kalabilirler. Özellikle son yıllarda gelişen teknolojiler bu maddeleri daha sağlam hale getirmiştir. Ameliyattan sonra hastalara 5 yılda bir kontrol öneriyoruz. Bu kontrollerde silikon protezin görüntülenmesi filmleri çekiliyor ve hastalara son durumu hakkında bilgiler veriliyor. Dünya üzerinde yüz binlerce hastada bu ameliyatlar yıllardır uygulanmakta ve bazı istisnalar dışında hastalar hayat boyu sorun yaşamamaktadırlar.
Silikonumu tekrar değiştirmem gerekli olacakmı?
Eğer ağır bir travma, meme dokuları üzerinde doğrudan gelişen delici veya kesici bir yaralanma olmadıysa değişime gerek yoktur. Bazen hastalar silikon ameliyatından sonra doğum yaparak bebeklerini emzirirler. Bu durumda meme dokusu ister istemez eski dikliğini veya eski formunu kaybedebilir. Böyle durumlarda meme dokusuna eski görünümünü kazandırmak için dikleştirme yapmak gerekli olabilir. Bu girişimler sırasında bazen protezi değişimi yapılabilmektedir.
Protez seçimi
Birçok tür ve şekil protez mevcuttur ama hepsinde ortak özellik katı silikon bir kılıf içermeleridir. Bunların içerisinde serum (tuzlu su) veya silikon jel denen adı gibi jel kıvamında madde vardır. Silikon uygulanan hastalarda esas amaçlardan birisi kişinin ameliyat sonrasında kendi meme dokularına dokunduğunda normal insan dokusuna yakın bir yumuşaklıkta hissetmesidir. Bu konuda serumlu silikonların biraz daha yumuşak bir his verdiğini söyleyebiliriz. Silikon jel olan ürünler ise normal meme dokusuna daha yakın bir yumuşaklık oluştururlar.
Bu konuda diğer bir husus silikonun şeklidir. Bunlar yuvarlak şekilli veya damla şekilli olabilirler. Hasta için hangisinin kullanılacağı yapılacak muayene ile belirlenmelidir. Kanımca her hastaya uygun tek bir model olmayıp her hastanın farklı olabilecek meme dokusuna uygun bir şekilde silikon seçilmelidir. Örneğin meme üst kısmı oldukça boş olan ve üst tarafta iyi dolgunluk isteyen bir hastanın ihtiyacı farklıdır bunu gibi kendi meme dokusu çok az olup ameliyatla oldukça büyük iri meme dokuları isteyen hasta ise daha farklı bir modelle düzeltilmelidir. Hasta sayısı kadar farklı sayıda ve farklı sorunları olan meme dokusu vardır ve hepsinde sadece yuvarlak veya sadece damla silikon kullanmak bilimsel olmayıp doğanın gerçekleriyle de uyuşmaz. Silikon seçimi hastaya göre ve karşılıklı bilgilendirme yapılarak hastanın da görüşü alınarak yapılmalıdır. Serumlu veya jel, damla veya yuvarlak olabilen protezlerde ameliyatın şekli çok fazla değişmemektedir yani cerrah için herhangi biri daha zor veya daha kolay değildir. Ayrıca silikon protezler de boyut farkları veya türleri arasında maliyet açısından fark olmayıp, cerrah protezi seçerken maliyeti düşünmez. Daha çok hastanın isteğini karşılayan en uygun protezi ve yöntemi seçmeye çalışır. Kendi deneyimimiz doğrultusunda jel formunda, yuvarlak ve damla silikonu oldukça sık kullanmakla beraber bunun her hasta için en iyi seçim olmayabileceğini düşünüyoruz.
Silikonun şekli dışında kılıfı ile de farklı türleri mevcuttur. Kılıfı pürtüklü (texture) veya düz silikonlar kullanılabilmekte ve hangisinin kullanılacağı yine hasta muayenesiyle ortaya konmalıdır.
Silikon markaları ise yine farklıdır. Dünyada bu ürünleri üreten belli başlı firmalar mevcuttur. Bilinen ürünler genellikle Avrupa veya Amerika kökenlidir. Ülkemizde bu markaların birçoğu ithal edilmekte ve cerrahların kullanımına sunulmaktadır. Hangi markanın seçilmesi ile ilgili kişisel düşüncem ise; bu konulan ürün sonuç olarak hastanın vücuduna konmakta vücudun kanıyla ve diğer canlı dokularıyla temas halinde olmaktadır. Ayrıca geçici bir süre için olmayıp çok uzun bir dönem için, yani kalıcı olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle bu ürünler arasında en iyi bilinen, güvenliği test edilmiş, uzun zamandır denenen markaların (Mentor, Nagor, vb…) tercih edilmesi gereklidir. Hastalar bu ameliyatlar için belli bir maddi ve manevi yükün altına girmekte ve doğal olarak kullanılan ürün kalitesinde de taviz vermek istememektedirler.
Ameliyat süreci
Bu ameliyatlar ortalama olarak 1 ile 1,5 saat kadar sürerler. Hastalar aynı gün içerisinde yatar, tetkikleri tamamlanır, anestezi ile ilgili muayeneleri takiben operasyona alınırlar. Çoğu hasta 1 gün içerisinde taburcu olur.
Ameliyatta silikonlar farklı bölgelerden yerleştirilebilirler. Bunlar meme başı çevresi, koltuk altı, meme altı kıvrımı ve nispeten yeni sayılabilecek göbek deliği üzerinden yapılan yerleştirmelerdir. Burada esas amaç hastada olabilen en az izle ve meme dokusuna meme başına en az travma oluşturacak bir yöntemin seçilmesidir.
Meme başı kullanıldığında izler buradaki doğal çizgi içerisinde kalacak ve daha az belli olacaktır. Bu yöntem meme başı az gelişmiş hastalarda uygun değildir. Ayrıca bazen meme başı hassasiyetinde istenmeyen değişiklikler oluşturabilmektedir.
Koltuk altı ise gizli bir yer olarak avantajlıdır. Bu yöntemde ise maalesef sadece serum içeren protezler konabilmekte ve açılacak cep içerisindeki kanamalar her zaman rahatlıkla kontrol edilemeyebilmektedir. Bu yöntemin diğer bir beğenilmeyen tarafı da koltuk altlarında kalan izin mayo veya başka bir kıyafetle her koşulda kapatılamamasıdır.
Diğer bir yöntem ise meme altı kıvrımıdır. Burada 2-3 cm lik kısa bir kesi protezi koymak için yeterlidir. Bu yöntemde meme başı ve meme bezlerinden nispeten uzak kalınmakta ve bu dokular daha az etkilenmektedir. Ayrıca izler meme altına gizlendiğinden gözle doğrudan görülememektedir. Bu seçenekler arasına birde göbek deliği içerisinden kameralar yardımıyla yerleştirme vardır. Bu yöntem en az iz bırakacağı için kulağa hoş gelse de bazı sakıncaları vardır. Burada da koltuk altı gibi sadece serumlu protezler kullanılabilmekte ve yerleştirilecek cebi açarken bazı kanama kontrolü zorlukları ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca meme dokusuna yerleştirilecek bir protez için göbekle meme dokusu arasındaki tüm karın derisi altından bir tünel açılmakta ve bu da bazı yerlerde gereksiz travmalara neden olmaktadır.
Bu konuda sonuç olarak tüm bilgileri değerlendirdiğimizde en avantajlı gibi görünen meme altı kıvrımı veya meme başı çevresindeki halka olmaktadır. Biz hastalarımızda çoğunlukla bu yöntemleri tercih ediyoruz. Bu konuda da daha önce belirttiğimiz gibi her hastada uygun mutlak geçerli bir yöntem olamaz ve doktorun hastayı muayene ederek ona beklentilerine ve isteklerine uygun en uygun yöntemi seçmesi gereklidir.
Ameliyat yöntemlerine eklenebilecek diğer bir konu da silikonun meme içerisinde nereye yerleştirileceğidir. Bu cerrahın tecrübesi hastanın yapısına göre değişkenlik gösterir. Meme dokusunun hemen altı (kas üstü), göğüs kasının içine (kas zarının altına ) veya kas altına yerleştirilebilir. Kişisel olarak çoğu hastada tercih ettiğimiz 2 yöntemden birisi kas zarının altı (kas üstünde ) veya kas altı olarak yerleştirilmesidir (dual plan). Bu konuda da yine her hasta için geçerli tek bir yöntem olamaz. Örneğin yoğun olarak sporla uğraşan özellikle göğüs kaslarını çok kullanan (tenisçi gibi) bir hastada kas altı çok uygun bir seçim olmayabilir. Bu gruba giren hastalarda kas zarının altına veya kas üstüne yerleştirilebilir. Bu şekilde kas üstünde kalan protez, kişinin yoğun spor aktivitelerinden etkilenmez.
Kas altı yapılan uygulamalarda memedeki süt bezleri nispeten daha az travmaya maruz kalmaktadır. Meme bezlerinin daha az zarar görmesi kas altı tekniğinin bir avantajıdır. Bu yöntem daha önce hiç doğum yapmamış ve meme büyütme ihtiyacı olan genç kızlarda tercih edilebilir.
Ameliyat sonrası
Ameliyat sonrası erken dönem hastanın bazı hareketleri hafif kısıtlanabilir. Birkaç gün sürebilen bu dönemde hasta en küçük hissettiği bir ağrı veya şişlik için telaşlanabilir veya gereksiz panik yapabilir. Bu dönemde çoğu önemsiz olan bu olağan problemleri için istediği her zaman doktoruna doğrudan ulaşabilmelidir.
Ameliyat sonrası erken dönemde bazen ağrı hissedilebilir. Özellikle kas altı uygulanan hastalarda bu eğilim biraz daha fazla olsa da ameliyat sonrası birkaç saatte azalmaktadır. Bu ameliyat sonuç olarak genç sağlıklı bireylerin başvurduğu bir ameliyat olup doğal olarak hastalar en hızlı şekilde normal hayata dönmek isterler ver bunu engelleyen en önemli problem ağrıdır. Bu sorunu çözmek için gerek ameliyat sırasında ve gerekse ameliyat sonrasında çok yoğun çaba harcamak gerektiğine inanıyoruz. Ameliyat esnasında normal dokulara en az zararı verecek çok titiz bir çalışma, ameliyat sonrası uygun zamanlarda verilecek uygun ilaçlarla ağrı hissi en aza indirgenmektedir. Bazen hastalar bu ameliyatı olmuş duydukları diğer hastaların günlerce haftalarca kollarını hareket ettiremediğini söylerler. Bu şehir efsanesi gibi olan bilgi aslında geçerli olmayıp, normal sorunsuz seyreden bir ameliyat sonrasında hastalar genellikle birkaç gün içerisinde normal hayata dönerler. Hastalarda sadece bir dönem boyunca ağır sporlardan kaçınması istenir. Her hastada farklı olmak üzere ameliyattan sonra özel bir sütyen kullanmaları istenir. Birinci haftada bazı masajlar önerilen hastalarda genelde ilk günlerden sonra yüz üstü yatmalarına müsaade edilir.
Ameliyat sırasında bazen diren denilen içeride biriken kanı dışarı çeken küçük plastik borulardan oluşan sistemler kullanılmaktadır. Eğer direnler mevcutsa hasta taburcu olmadan önce çıkarılır. Hastalarda hangi teknik ya da protez kullanılırsa kullanılsın kesiler birkaç cm kadar olur ve genellikle deri içinden kapatılırlar. Bu sayede hastalar burada dikişleri görmezler ve ayrıca dikiş alma sorunu yoktur. Ameliyattan sonra bir veya iki defa kontrole gelirler daha sonra geniş zaman aralıklarında kontroller yapılır.
İki gün içerisinde banyo yapmaya izin verilir ve 4-5 gün sonra pansumanlar alınarak açık bırakılabilir. Sonraki dönemde iyileşme şekline bağlı olarak izlerin daha iyi olgunlaşması ve daha kısa sürede azalmaları için bazı kremlerle masajlar verilebilir. Bazen silikon yaprak denen özel malzemelerle daha az iz oluşması için destekleme yapılabilir.
Olası sorunlar
Çoğu hastanın ilk sorusu “ benim vücudum bu silikonları kabul eder mi acaba ?” şeklinde olmaktadır. Bu konuda verebileceğimiz cevap kabul edeceği şeklindedir. Kullanılan madde temel olarak bir tür silikondur. Şimdiye kadar hiçbir hastamızın aşırı gelişen vücut alerjileriyle protezlerini çıkarmak zorunda kalmadık. Burada kullanılan maddeler insan vücudunun çok az reaksiyon gösterdiği maddeler olduğundan alerjik reaksiyonlar oluşturmazlar. Ameliyattan sonra erken ve geç dönemlerde tüm diğer ameliyatlarda görülme olasılığı olan bazı problemler bu işlemlerden sonra da görülebilmektedir (kanama, aşırı şişlik, ağrı, iltihap). Bu sorunlar uygun planlanan ve titiz bir şekilde yapılan ameliyatlardan sonra oldukça nadir olarak karşımıza çıkarlar.
Meme büyütme ameliyatlarından sonra sadece bu ameliyatlara özgü olarak geç dönemde kapsül reaksiyonları denen istenmeyen durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu problem memelerde hafif sertlikten bazen ağrı oluşumuna kadar değişik derecelerde ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunun sebebi henüz tam olarak açıklığa kavuşmamış olsa da eldivenlerdeki pudralar, kananma olması, hastanın deri yapısı gibi birçok etken suçlanmaktadır. Yine aynı şekilde hastaya uygun bir teknik seçildiğinde titiz detaylı bir çalışmayla görülme olasılığı önemsiz seviyelere inmektedir.
Hasta memnuniyeti
Bu ameliyat kısa kesilerle yapılan bir ameliyat olması, alınan sonucun ameliyattan sonra hasta tarafından hemen fark edilmesi, çabuk normal hayatına dönme, az iz oluşması gibi özellikleriyle neredeyse en hızlı mutlu eden ameliyatlardan birisidir. İyi bir sonuç alındığında protez bariz şekilde elle dokunulduğunda hissedilmemeli, meme yumuşaklığı normale yakın olmalı, memenin 3-6 ay sonraki şekli damla biçiminde olmalı, meme uçları aşağıya değil, hafif yukarı ve dışa bakmalı, hasta seksüel aktiviteler de dahil olmak üzere her türlü spor aktivitelerini rahatlıkla yapabilmelidir.
Silikon protez uygulamalarından sonra hastaların hamile kalarak süt vermelerinde bir engel olmamaktadır. Birçok hastamız ameliyattan sonra gebelik yaşamış ve sorunsuz olarak emzirmeyi gerçekleştirmişlerdir.
Genel olarak özetlersek günümüzde her gün onlarca kişi silikon protez ile meme büyütme ameliyatlarına girmektedir. Hasta memnuniyeti oldukça fazladır ayrıca hasta eğer günün birinde protezi çıkarmak isterse bu lokal anestezi şartlarında (hastane ortamında) hastayı fazla rahatsız etmeden yapılabilmektedir.
Burada yazılanlara ilave olarak çok daha fazla bilgi eklenebilir. Bu nedenle her hasta için geçerli en uygun yaklaşım hekimin muayenesi sonrasında ondan alacağı bilgilerdir. Daha detaylı ve farklı sorularınız için doktorunuza doğrudan ulaşabilirsiniz.
0532 427 45 94 - 0535 693 36 41